image

PeyamaKurd – Ankara, Ocak 2018’de Kürtleri Rojava’nın Efrin bölgesinde büyük bir operasyon başlatmakla tehdit etti. Sonunda Türkiye operasyona başladı ve on binlerce kişinin Kürt bölgesinden kaçmasına yol açtı. Bugün Türkiye'nin Rojava’da  bir operasyon başlatması yönündeki tehditleri ya da ABD'nin de geri çekilmesi, askeri güçlerin aynı söylemleri kullanması olası bir savaşın başlangıcını desteklemektedir.

The Jarusalem Post’ta Seth Frantman tarafından analiz bir yazı kaleme alındı. Analizde ABD’nin Suriye’den çekilmesi ile beraber, Kürtlerin yalnız kalması ve ABD’nin Kürtlerin diplomatik bir kazanım elde etmesi için uğraşmadığını belirtiyor ayrıca Kürtlerin ise, onlar için birçok şeyi feda ettiği ifade ediliyor. 

‘Kürtler saldırıya inanmıyorlardı’

Türkiye’nin Suriye’de desteklediği radikal İslamcı gruplar, ABD liderliğindeki koalisyon ile çalışan çoğu Kürt savaşçıyı yenme sözü verdi. Bir yıl önce Efrin’de olanlar, Rojava’daki savaşçıların ABD’nin ayrılması ile Suriye’nin rejimi ile iletişime geçmesine sebep oldu. Kürtler, giderek artan savaş yerine Şam ile anlaşmak istediklerini belirtiyorlar. Efrin, PKK destekli, YPG tarafından kontrol edilen bir vilayet idi.  ABD ve Türkiye, PKK'yı terör örgütü olarak görüyor. Türkiye, 2017'den beri Efrin'de bir askeri operasyon başlatacağı konusunda uyarmıştı.

Ancak YPG bunun olacağına inanmadı. Suriye'nin doğusunda, YPG, Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) oluşturan bir dizi grubun parçasıydı ve ABD ile olan ortaklıklarının Washington’un Efrin’de komisyoncu olarak uzlaşmaya çalışacağı anlamına geleceğine inanıyorlardı. Ayrıca, Suriye rejiminin ve Rusya'nın, Ankara'nın Suriye'ye büyük bir saldırı başlatmasına izin vermeyeceğini de düşündüler. 

Ancak Türkiye, YPG'yi geride bıraktı. Rusya'ya bir delegasyon gönderdi ve Moskova'nın karışmayacağı konusunda bir anlaşma yaptı. Suriye rejiminin kilit destekçisi olan Moskova, Türkiye'nin hava kuvvetlerinin Efrin'de YPG'yi vurmasını engellemedi. 

‘Vaat, saldırı, pazarlık ve ortada kalan Kürtler’

Ankara, Suriyeli radikal gruplarıyla çalışıyordu ve Efrin'deki operasyondan sonra milyonlarca Suriyeli mültecinin Suriye'ye dönebileceğini vaat ediyordu. YPG ve yerel güçler isyancıların savaşı kazanacağına inanmıyor.  ABD, NATO müttefiki olan Türkiye’nin Efrin’e saldırmasını engellemediği için YPG’yi Suriye’nin doğusunda bulunan SDG ortaklarından ayrı olarak göstermeye çalıştı.

Bu süre zarfında, raporlarda YPG 'nin Türkiye operasyonunu durdurmak için Şam ve Rusya ile müzakereler aradığı bildirildi. Kürtlerin bir köşeye itildiğini fark eden Şam, sıkı bir pazarlık yaptı. Şubat 2018’deki bir rapora göre, Rusya, DSG’ye ABD ile olan ittifakını azaltmak ve hatta DeyreZor’da bulunan Suriye rejiminden vazgeçmesi için baskı yaptı. 

‘Kürtler ABD için Efrin’i feda ettiler’

SDG ve YPG savaşçıları bu dönemde zor bir seçim yaptılar. Efrin’i, ABD ile olan ortaklığı korumak için feda ettiler. ABD ortaklığı SDG'ye özerkliği (en azından Suriye'nin doğusunda) verdi. Suriye rejimi ile yapılan bir anlaşma, rejimin Efrin ve doğu Suriye’ye döneceği anlamına geliyor. Birçok Kürt, Suriye rejiminin acımasızlığını da hatırlıyor. 
 

‘ABD, Kürt diplomatlar için uğraşmadı’

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Dış İlişkiler Başkanı Salih Müslim, 31 Aralık'ta yayınlanan bir röportajda YPG ve PYD'nin Efrin krizini yanlış hesapladığını söyleyerek ,“Efrin için yeterli bir diplomasi kurduğumuzu söyleyemeyiz” dedi.  ABD Astana’da, Soçi’de ya da Rusya ile Türkiye arasındaki diğer toplantılarda bulunmadığından Kürt ortaklarının diplomatik arenadaki çıkarlarını zorlamak için zahmet etmedi. Böylece Kürt diplomatlar da yalnız kaldılar.

YPG, Efrin savaşta yenildi. Kürtler hala Efrin’e geri dönmek istiyor ve evlerinin yağmalandığını, zeytin bahçelerinin yağmalandığını söylüyorlar. Rojava’daki Kürt liderler ABD’nin gidince olacaklardan endişe duyuyor. Bu durumu elbette ki (herkes gibi) birkaç ay önce beklemiyorlardı. Çünkü ABD, Suriye’de kalacağını belirtmişti. 

‘Moskova ve Şam ile arabuluculuk’

Şimdi alınan bu ani karar SDG'nin ya da YPG ile PYD'nin, Moskova ve Şam'la arabuluculuk isteyeceklerini açıkça ortaya koyuyor. 

Bu arabuluculuk geçmişte olduğundan çok daha zayıf ve daha yalıtılmış halde olacak. Bu, Rusya ve Şam için bir galibiyet. Bunun nedeni, ABD'nin ortakları için hiçbir zaman herhangi bir diplomatik çıkış aramadığıdır. Bu ortaklık ABD’ye göre yalnızca bir askeri anlaşma idi.

‘Hiçbir Kürt temsilcisi yoktu’

İran, Türkiye ve Rusya, gelecek bir Suriye anayasasını inşa etmek için Cenevre'de bir araya geldiler. Dikkat çeken nokta ise SDG, YPG veya PYD… Hiçbir Kürt temsilcisi yoktu.

Türkiye Rojava’da YPG’yi yenmeyi amaçlayan büyük bir operasyon için ordusunu hala bölgeye sevk ediyor. Ankara’nın desteklediği İslamcı gruplar Menbiç’e saldırmakla övünüyorlar. Muhabirler, yerli halkın korktuğunu ve halkın bir Efrin ya da bir Kobanê macerası yaşamak istemediğini belirtiyorlar.

‘Sahnenin arka planı…’

ABD şimdi önümüzdeki birkaç ay içinde Suriye’den ayrılırken Türkiye ile YPG arasında bir tampon oluşturmaktan söz ediyor. ABD'nin nasıl ayrılabileceği ve ayrıca bir tampon yaratabileceği henüz belli değil. 

Sahnelerin arka planı da var elbette.  SDG’nin Suriye rejiminin geri dönüşü ile kazancını bırakması ya da Türkiye büyük bir saldırı başlatması. Olasılıklar çok, tahminler daha çok…. 

 

| Analizin çeviri kaynağı PeyamaKurd’e aittir. |