image

PeyamaKurd - İran ve iran yanlısı tarafların bugüne dek Erbil ve Duhok civarındaki eylemleri hakkında birçok şey yazıldı, görüldü. Son bir yıl içerisinde Şeladize, Amediye, Duhok ve Zaho’daki ‘sözde Türkiye karşıtı eylemlere de’ şahit olduk. Bu eylemler Şeladize ve Zaho’da emniyet güçlerinin bina ve arabalarının imha edilmesiyle beraber KDP binalarının yakılması noktasına kadar getirildi.

Bu yaşananları planlayan çevrelerin Kandil ile ilişkilerinin açıkça bilinmesine rağmen Kürt toplumu içerisinde ‘kardeş kavgası adı verilmemesi için için üzerlerine pek gidilmiyordu.

ABD-Irak savaşında gazetecilik yeni bir boyut kazanmış ve ‘Embedded’ yani (iliştirilmiş gazetecilik) kavramı ortaya çıkmıştır. Toplam 775 gazeteci ve fotoğrafçı, bulundukları birliğin yerini, silahların konumunu ifşa etmeyeceklerine dair bir sözleşme imzalamış ve kısa bir eğitim alarak, ABD ordusuna ‘iliştirilmiş’ olarak savaş bölgesine götürülmüş, sadece zırhlı araçlar içinden gördükleri savaşı ABD kamuoyuna yansıtmışlardır. Neden böyle bir uygulamaya gittikleri sorulan Deniz Piyade Yarbayı Rick Long, "Açık söyleyeyim, savaşı kazanmak istiyoruz. Ve enformasyon da bu savaşın önemli bir parçası. Biz de enformasyon alanını domine etmek istiyoruz" yanıtını vermiştir. 

Buna benzer bir durum kısa bir süre önce Kürdistan Bölgesinde fark edildi. Kendilerini ‘gazeteci olarak lanse eden’ bir grubun çok tehlikeli girişimleri fark edilerek Duhok’ta 5 kişi gözaltına alındı. Bu grubun sözde gazeteci üyeleri ‘Kürdistan Bölgesi’nde çok tehlikeli eylemler gerçekleştirmek üzere hazırlık içinde idi’. Ki güvenlik güçleri sorgulamasına göre bu gerçeği verdikleri ifadelerde doğruladılar. Bu beş kişi onlara verilen direktifler doğrultusunda bölgeye ‘iliştirilmiş’ ve kamuoyunu bu minvalde yönlendirmek üzere eğitilmişti. 

“Oyunu sahneleyenler yine aynı; İran, Kandil ve Lahor Talabani” 

Kürt kamuoyu tarafından bilinmesi gereken ve önemli olan bir gerçek bulunmaktadır. O da bu grubun tek başına hareket etmediği gibi gazetecilik mesleği ile uzaktan yakından alakalarının olmadığı gerçeğidir.

Dikkatli analiz edildiği zaman, bu şahısların gözaltına alınmalarının hemen ardından 16 Ekim klikinden ‘Şehnaz İbrahim Ahmed’in’ Duhok’a kadar gelip tutuklulukların ailelerine yaptığı ziyaret her şeyi açıkça anlatıyordu. 

Diğer yandan tutuklananların sorgu belgelerinde Kandil ile olan ilişkileri de kanıtlanıyordu. Ayrıca bu grubun ‘Lahor Talabani ile olan ilişkileri’ de grubun neye hizmet ettiğini ispatlıyordu. En dikkat çeken ayrıntılardan bir ise, bu grubun İran ve Kandil ile beraber hareket eden ve Almanya’da yaşayan ‘Meki Amedi’ ile birlikte çalıştıkları da sorgulama esnasında ortaya çıktı. Tüm bu gelişmelerin sebebi olanlar, gündemi değiştirmek ve çarpıtmak adına her zaman olduğu gibi yine kirli bir yola başvurdular. 

Kürdistan Bölgesindeki istikrarı bozmaya çalışan ve suçüstü yakalanan bu grubun hedefini gizlemek için ve adı geçen malum taraflarla bir ilişkilerinin olmadığı algısını yaratmak için ‘Lahor Talabani’nin direktifi ile Süleymaniye’de bir politikacı dövüldü.’ Ardından söz konusu kirli eylemi sanki KDP yapmış gibi gösterdiler. Daha sonra ise üç KDP’li kadroyu Süleymaniye’de yakalayıp işkence ettiler ve istediklerini imzalattılar. 

Tüm bu yaşananlar Kürdistan’ın içinde bulunduğu tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Hedef yine KDP, hedef yine Duhok ve Hewler, hedef yine Kürdistan’ın kazanımları. Oyunu sahneleyenler de yine aynı; İran, Kandil ve Lahor Talabani. 

“Hariri’nin, Mesud Barzani’nin huzuruna çıkartılması abestir” 

Kürt kamuoyunun hiçbir yerde paylaşılmayan ve çıkarlar uğruna gizli tutulan gerçekleri bilmeye hakları var. Tüm bu kirli hamleler İran’ın son çırpınışları, son manevralarıdır. İran öyle bir noktaya geldi ki sadece Kürtleri ve kazanımlarını değil; ABD’yi, onun müttefiklerini, onları destekleyenleri… Hepsini aynı görüp ‘amok koşucusu’ gibi her önüne gelene saldırmak, katletmek üzerine programlanmıştır.  Erbil’de, ABD’ye yapılan füze saldırıları da bu yaşananlarda bağımsız değildir. 

Aynı bu dönemde Afrin, Serekaniye ve Girespi’de Kürt katliamlarında gerçekleştiren grupların liderliğini yapan Suriye muhalefeti lideri Nasır Hariri’nin Kürdistan’a getirilip Başkan Mesud Barzani’nin huzuruna çıkarılması da gelişmelere paralel bir realitedir. Bölgenin girift diplomasisi esas alındığında böyle bir unsurun Kürdistan’a getirtilip diplomatik görüşmelerde bulunması bir bakıma normal karşılanabilir. Fakat bu zatın Başkan Mesud Barzani’nin huzuruna çıkartılması abesliktir. 

Tekrar edelim ki;

Bölgenin girift diplomasisi esas alındığında Nasır Hariri’nin Kürdistan’a getirilip görüşmelerde bulunması normaldir. Ancak bu şahsa Başkan Barzani’nin huzuruna çıkarılmadan önce, “Afrin, Serê Kanî ve Grê Sipî’deki” katliamları durdurun sonra ilişkileri geliştirip geliştirmeyeceğimize bakarız” mesajı verilmeliydi. 

“Bu girişimler, birlik taleplerine açık bir saldırıdır” 

Elinde Kürtlerin kanı olan Hariri’nin Kürdistan Bölgesi ziyareti, zaten çıkmazda olan Kürt birliği görüşmelerine yönelik bir tehdit oluştururken bu ziyaretten yaygara koparması için görev verilenlerden biri Abdülhekim Beşar diğeri ise PYD’li Aldar Xelil. Çünkü bu iki isim farklı kanatların aynı sesidir. 

İsim örnekleri çoğaltılabilir. Bunlar açıktır ve medya üzerinde beyanları vardır. Bu yaşananlar aynı zamanda Kürtlerin son dönemde geliştirdikleri ‘birlik taleplerine’ karşı açık bir saldırıdır. Ve yönetmeninin ‘İran’ olduğu da açıkça ortadadır. 

Kürtlerin bu noktada dikkat etmesi gereken en önemli husus ise, bu saldırılarla ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon ve müttefiklerini, Barzaniler ve KDP’nin hedefte olduğudur.  Çünkü bu kirli girişimleri planlayanlar aynı tasarımcılardır ve onlara göre ‘ABD, Barzani, Kürtler ve KDP… hepsi aynıdır, birdir. 

Toparlayacak olursak;

Duhok’ta yakalanan sözde gazetecilerin istikrarı bozma manevraları ile Hariri’nin Kürdistan ziyareti arasında hiçbir fark yoktur. Kürdistan emniyet birimlerinin ‘sözde gazetecilerin’ eylemlerine engel oldukları gibi, Nasır Hariri’nin böylesi bir dönemde Başkan Barzani’nin huzuruna çıkarılması da engellenmeli idi… 

 


⇒ Farklı konulardaki analiz ve görüşlere bu LİNK üzerinden ulaşabilirsiniz