image

PeyamaKurd - Dün PKK medyasında çıkan bir haberde, “PKK Güney Kürdistan’daki gençleri silah altına almak için ‘öz savunma’ adıyla yeni bir güç oluşturdu” ifadeleri yer aldı. Gelen bilgilere göre ise “HPG’ ye bağlı olan bu gücün hedefinin Kürdistan Bölgesi’ndeki genç ve çocukları saflarına çekmek olduğu” bildiriliyor. Söz konusu bu gücün ne için ve hangi amaca yönelik pratik uygulayacağı ise henüz belli değil. Ortada olan ise sadece ‘PKK’nin yaptık ve oldu’ hegemonyası. 

Hedefte yine ve yeniden KDP ile Barzaniler var!” 

Bu gücün temeli ne zaman? Nerede? Ne için atıldı? PKK, gelinen son aşamada Türk ordusunu, Kürdistan’ın güneyine kadar çekti. Kuzey Kürdistan’da birçok mevzisini kaybeden PKK, aldığı yenilgilerin sorumluluğunu KDP’ye yükleyerek Kürt kamuoyunda politik tatmin duygusu oluşturuyor. 

Hatırlanacağı üzere PKK ve destekçileri KDP’nin bazı bölgeleri Türklere teslim ettiği iddiasını da ortaya atmış fakat bu iddianın içinde o bölgelerin nereler olduğunu, o bölgelerde nelerin yaşandığını paylaşmamıştı. İddiaya konu olan adı geçen bu bölgeler, Saddam Hüseyin döneminde PKK’nin yerleştiği bölgelerdir.

Yine Saddam döneminde yıkılan 4000 köyden 3800’ü onarılıp köylülere teslim edilirken geri kalan yaklaşık 200’e yakın köy ise PKK’nin konumlandığı alanlar olduğu için onarılmamıştır. Söz konusu bu 200 köye ait köylüler, bundan yaklaşık 5-6 yıl önce köylerimize geri döneriz umudu ile yaşarken bölgede PKK’nin yer edinmesi sonucu dönememiş, bu köylülere de Şeladize ve farklı bölgelerde yer verilmiştir. 

KDP her ne kadar suçlansa da, PKK ile kardeş kavgasına girmemek için hassas noktalara dikkat etmiş ve yaşananları kamuoyuna yansıtmamıştır. 

Bu noktada dikkat çeken önemli bir nokta da mevcuttur. Kaldırdığı her kirli taşın altında KDP’yi hedefe alan PKK’nin; Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve şu andaki Dr. Kemal Özcan misyonuna sahip türevleri, PKK’nin YNK’den aldığı darbeleri de Barzanilere yüklüyor ve hedef kitlesini ‘Her suç Barzanilere aittir’ mantığı ile donatıyor olması... 

Bu türevler bu durumu çok iyi deneyimlemiş olacak ki örneğin; TSK’nın Kandil’e uzanan manevralarının da sorumluluğunu Barzanilere yüklüyor. Oysaki o bölgelerde KDP söz sahibi bile değil. Kandil yönetimi tamamen İran ve YNK’nin 16 Ekim ihanetçi şebekesinin kontrolündedir. KDP’nin bu noktalarda hiçbir etki sahası yoktur. 

“Söz konusu yeni güç nedir ve neyi amaçlamaktadır?”

Dün varlığını ilan eden ‘Öz Savunma’ güçlerinin Kürdistan’ın güneyindeki amacı nedir? Çoğunun 18 yaşının altında çocukların olduğu bu oluşumun Kürt gençlerine vereceği zarar da açıkça ortadadır.

Konu hakkında konuşan Süleymaniye İl Meclisi İçişleri ve Asayiş Komisyonu Başkanı Berzan Hamid, "Çocuk yaşta gençlerin PKK’ ye katılması bizi endişelendiriyor. PKK’ ye katılan 18 yaşından küçük olan çocukların hiç bir örgütün silahlandırma hakkı yasal değildir. Anne ve babalar bu konuda duyarlı olmalı” dedi.

Söz konusu bu oluşum, PKK’nin 3-5 yıldır beraber hareket ettiği ve Şasuwar Abdulwahit’in yönettiği ‘Yeni Jenerasyon’ hareketinin farklı lansmandaki bir devamı niteliğindedir. Hatta PKK beraber hareket ettiği Şasuwar ile yaptığı ittifak sonucu Bağdat’a bir milletvekili dahi göndermiştir. 

Hatırlanacağı üzere Şasuwar Abdulwahit Kürdistan Bağımsılığı Referandumunda ‘Hayır kampanyası başlatmış’ güneyde birçok kirli işe bulaşmış, hatta başkanı olduğu Yeni Jenerasyon Hareketi’nden çalışma arkadaşı bir kadının müstehcen ve gizli videolarını çekerek, “Dediklerimi yapmazsan seni rezil ederim” şantajına kadar gitmiştir. Söz konusu kadın çalışma arkadaşı ise kamuoyuna olanları anlatmış, mesajları kameralara göstermişti. 

Şasuwar, Türk ve Acem usulü şantajlar ile bir Kürt kadının tehdit etmekten tutuklanmıştı. İşte PKK, karakterden yoksun bu tipler ile Kürdistan’ın güneyinde karışıklık yaratıp olumsuz bütün işleri Barzanilere yükleyerek, kendini aklamayı profesyonelce deneyimlemiş bir yapıdadır. Kürdistan’daki Kürtlerin, şu an içinden geçtiği süreçte Yalçın Küçük eğitimli bu grup aynı zamanda PKK içinde var olan yurtsever gruba da baskı uygulamakta ve siyaseten hegemonyasına almaktadır. 

Kürdistan’da ortaya çıkan bu oluşumun amacı Türkiye’yi ve ya da Kürtlerin diğer düşmanlarını bölgeye çekmek midir? Yoksa daha da ileri gidip uygun bir zemin yaratarak Peşmerge’ye namlu doğrultmak mı? Yoksa, Kürdistan’ın kazanımlarını uluslararası arenada etkilemek için farklı bir ambiyans yaratmak mı? Bu sorular çoğaltılır durumdadır. Oysaki; ABD’nin, Rojava’ya giden yardımları da Kürdistan’ın güney kapılarından, Rojava’ya geçmektedir. Aniden ortaya çıkan bu gücün parlak olmadığı, altında bir şeylerin olduğu aşikârdır! 

Bütün bu olanlara karşı, KDP’nin çakma danışman ve gazetecileri de hiçbir şey yokmuş gibi susuyorlar ve gelişmelerin kamuoyu içerisinde etkili olmasına da bir nevi hizmet ediyorlar.