
PeyamaKurd - Gazeteci Fehim Taştekin, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde gerçekleştirdiği Gare operasyonu sonucunda ölü bulunan 13 Türk personel hakkında ABD’nin yapmış olduğu açıklamanın yanlışlıkla yapılmadığını belirtti.
Duvar gazetesinde bir yazı kaleme alan Taştekin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gare operasyonu sonrasında içeride ve dışarıda mümkün olduğunca ‘kapıları zorladığını’ belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Bunlardan biri de Beyaz Saray kapısı. ABD Dışişleri’nin “eğer doğrulanırsa” şartına bağlanmış kınama mesajı tam anlamıyla Joe Biden yönetiminin Türkiye ile ilişkileri nasıl bir zemine oturttuğunun açık göstergesiydi. Sehven değildi; kasti bir gaftı. İlişkileri ‘güvensizlik’ ile tanımlayan süreç daha da belirginleşiyor. Bu tür bir güvensizlik Erdoğan açısından çok tedirgin edici.”
Erdoğan’ın Biden’dan beklediği telefonun gelmediğini dile getiren Taştekin, Türkiye’nin kara kara düşündüren şeyin ilave S-400 yaptırımları ve Halk Bank davasından gelecek cezalar olduğunu sözlerine ekledi.
Erdoğan’ın ABD ile restleşmeyi PKK üzerinden bir gerilim hattı kurarak sürdürmeyi planladığını dile getiren Taştekin, “Görüyoruz ki Amerikan güçlerinin YPG/SDG ile ortaklığı, Erdoğan’ın çok rahatlıkla “teröre destek” olarak resmedip ABD’yi tercih yapmaya zorlayacağı bir alan. O yüzden Gare’deki fiyaskoya rağmen sınır ötesi harekât arayışları bitmeyeceğe benziyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Biden’la yeni bir sayfaya hazırlanan başkaları da var”
Taştekin yazısında yeni ABD Başkanı Biden ve Suriye politikası çerçevesinde Türkiye dışında diğer aktörlere de dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Tabii sadece Erdoğan değil Biden’la yeni bir sayfaya hazırlanan başkaları da var. Önceki yazımda Şengal’e operasyon tehdidinin nasıl Şii milis güçlerini harekete geçirdiğini anlatmıştım. Haşd el Şaabi’nin Şengal’e üç tugay çıkarması hem Türkiye’nin müdahale planlarıyla hem de ABD’nin askeri üslenmede ağırlığı Kürdistan’a kaydırma niyetiyle alakalı. Türkiye, Bağdat ve Erbil’e 'Şengal’e birlikte gidelim' diye operasyon seçenekleri sunarken hem Ankara hem Washington’ı rahatsız edecek karşıt bir hamle gelişiyor. Iraklılar Türkiye’nin planlarıyla ilgili ziyadesiyle kuşkulu ve tepkili ama İran etkisi de dışlanamaz.”
Açıklamasında New York Times gazetesinin Türkiye’nin Afrin’deki varlığıyla ilgili olarak yapmış olduğu yazıyı da eleştiren Taştekin, “New York Times gazetesi de “Türkiye, Suriye’ye askeri güçlerini gönderdiğinde yaygın bir şekilde eleştirildi ama bugün askerleri milyonlarca Suriyeli ile Esad güçlerinin eliyle olası katliam arasında duruyor” diye Türk askeri varlığına güzelleme yapıyor. Birden bire 2011-2012’de Türkiye’yi daha fazla elini taşın altına sokmaya teşvik eden yalan-dolan yazıları anımsıyoruz.” dedi.