image

PeyamaKurd - Selahattin Demirtaş, gündeme yönelik bazı değerlendirmeler yaptı. A3 haber’den Uğraş Vatandaş‘ın sorularına yanıt veren Demirtaş, herkesin baskı ve tehdit altında olduğunu dile getirdi. 

Demirtaş’ın söz konusu röportajının bazı kısımları şu şekilde:

Son dönemde AK Parti hükümetinin Libya’daki merkezi hükümetle yaptığı anlaşma ve asker gönderme planları tartışılıyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler?

AKP’nin dış politikasının tamamı askerileşmiştir. Sivil bir dış politika yürütme kapasitesi ve saygınlığını yitirdikleri için sürekli savaş, çatışma ve gerilim üzerinden, operasyonel politikalara sığınıyorlar. Türkiye dış politikada, özellikle Akdeniz’deki enerji yataklarında hak iddia edebilir, bunu yapması normaldir. Ama bir düşünelim bakalım, neden hiç kimseyle masaya oturamıyor hükümet? Neden herkes Türkiye’yi dışarıda tutmaya çalışıyor?

Bunu “Türk düşmanlığı” ile açıklamaya çalışan hükümet yalan söylüyor. AKP’nin içeride ve dışarıda uyguladığı politikalar Türkiye’yi yalnızlaştırmıştır. O nedenle tam bir çaresizlik içindeler. Hatalarının neden olduğu açığı kapatmak için de askeri seçeneklere başvuruyorlar.

Bir diğer neden ise iç politikada sürekli milliyetçi, şoven duygulara yaslanabilmek için ülkeyi savaştan savaşa sürükleme politikalarıdır. Bir başka nedense oradaki İhvancı hükümeti kurtarmaktır. Doğru olan, Libya’ya veya başka yerlere askeri müdahale değil, güçlü diplomatik ilişkilerle sorunları çözmeye çalışmaktır. AKP’nin bunu başarma ihtimali sıfırdır. Libya’ya asker gönderilmesi ülkenin yararına olmayacaktır. Umarım parlamento tezkereyi reddeder.

Türkiye’nin Suriye’deki sorunu, İdlib’ten yeni sığınmacı akını, Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlük, kayyumlar, Kanal İstanbul tartışmaları ve Libya’ya asker gönderme planları düşünüldüğünde, HDP’nin de çağrısını yaptığı erken seçim ihtimali sizce yakın mıdır?

Seçim 2023’ten önce yapılacaktır. Çünkü bu haliyle sürüp gidemez. Ekonomi battı, adalet çöktü, işsizlik tavan yaptı, zulüm sokaklara kadar indi ve Türkiye bir çöküşle karşı karşıya. Seçim erken olacak ama önemli olan makul, güçlü bir demokratik hükümet alternatifinin ortaya çıkmasıdır.

Büyük bir demokrasi ittifakı oluşursa AKP seçime gitmek zorunda kalır. Çünkü böyle bir ittifak hem mücadeleyi büyütür hem de halkın umudunu. Yoksa herkes görüyor ki AKP daha şimdiden kaybetmiş durumdadır.

Bölgede birçok HDP’li belediyeye atanan kayyumlara CHP’li İzmir Urla belediyesi de eklendi. Bu konuda ne dersiniz?

Anayasasız bir tek adam rejiminin, toplumun tüm kesimlerini hedef almasına şaşırmamak lazım. Tek adama biat etmeyen herhangi bir kişi ya da kurum, AKP’li bile olsa ona hukuksuzca saldırmaktan çekinmeyeceklerdir.

Mevcut ucube ve baskıcı rejim değiştirilip yerine demokratik bir düzen kurulmadığı sürece istisnasız herkes tehdit ve tehlike altında olacaktır. Ortada hukuk, yargı, kanun adına hiçbir şey kalmamışken kim nereden adalet bekleyecek ki? Seçilmiş halk iradesini tanımayan AKP rejimini halk da tanımayacak ve günü geldiğinde en ağır yaptırımı sandıkta uygulayacaktır.