image

PeyamaKurd- Türkiye’de seçimler sona erdi fakat seçimin yankıları gerek gündemde gerekse de kişilerarası mecradaki yerini korumakta. Seçimden birinci parti çıkan AK Parti Hükümeti iktidarını sürdürmeye devam edecek. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan ise Ankara’nın yeni bir sistem mekanizmasına dönüşmesine vesile olarak yetkileri tek elde toplayacak. Analizler ve uzman prospektüslerine göre Türkiye, Ekonomik, sosyal, bilimsel, adalet, özgürlük, demokrasi ve daha bir çok konuda gerilemekte. Yeni sistemin Kürtlere ne getireceği ise mefhum bir durum. İktidar, gücünü korumak adına MHP ile koalisyonu gündemine almış durumda, Kürtler ise MHP ve AKP koalisyonunun kendileri adına intihar olduğu görüşünde. OHAL süreci işlevselliğini korurken, Kürtlerin kanaat önderleri, destekleyenleri cezaevinde iken, HDP’nin onlara ne vereceği ya da bundan sonraki rotalarının ne olacağını merak ediyor durumda. Konuya ilişkin PeyamaKurd’e konuşan Medya Profesörü ve Siyasal Bilimci Dr. Ekrem Önen, “HDP'nin parti olarak Kürtlere yönelik bir şey yapalım düşüncesi yoktur. HDP'nin tek amacı var o da Kürtlerin oyu ile oynamak ve onların oyları ile yerlerini korumak” diyor.

Türkiye’de seçimler sona erdi. Demokrasiden uzak, münferit çekişmelerin olduğu, OHAL’in devam ettiği ve birçok spekülasyonun gündeme geldiği seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğrusu Türkiye, hem içeride hem de dışarıda çok zorlu süreçlerden geçiyor. İç meselede Kürt/Kürdistan sorunu mevcut. Bu yıllardan beri süregelen bir durum. Öte yandan Türkiye'de 2000'lerden sonra Kemalist sistem parçalandı, islamistler daha güçlü hale geldi. İslamcılar; Ordu, idare, yasama ve istihbarat içinde iyi bir konuma geldiler fakat bu oluşumların içinde yer alan Kemalistler ile çatışmaları da devam etmekte çünkü henüz onları tasfiye edemediler. Dışarıdan bakıldığı zaman ise Türkiye, İslami ülkelere yanaşarak Batı ile araya mesafe koymaya başladı bu da bir sorun haline geldi. Avrupa Birliği, Batı ülkeleri, NATO ve ABD ile problemleri oluştu. Türkiye'de 2 yıl önce askeri bir darbe oldu o zaman da seçimler yapıldı. Şimdi de yeni bir seçim süreci yapıldı ve kendilerine İslami kanat diyenleri temsil eden Erdoğan, hükümete geldi ve cumhurbaşkanı oldu. Öte yandan Erdoğan 2000'lerden bu yana sürdürdüğü İslami siyasetin bazı durumlarından vazgeçti. Neden diye soracaksanız? Çünkü çoğu kişi bilmez, İslamistlerin arasında farklı farklı oluşumlar mevcuttur. Onlar da İslamcıdırlar, fakat ayrı oluşumlardır.

Örneğin; Yeni Asyacılar, Menzilciler, Fethullahçılar, Süleymancılar bunlar hepsi farklı islami eğilimlere sahipler. Bu eğilimler Kemalistlerin iktidarı süresince de vardı fakat hepsi birbirinin etrafında toplanmıştı, Kemalistler tasfiye olunca da bunlar artık kendi içinde birbirleri ile anlaşamadılar çünkü her oluşum kendini güçlendirmek ve kurumlara (Polis, istihbarat, Üniversite) sahip olmak istediler. Bu nokta da islamcılar da birbirleri ile anlaşamadılar. Bunun en büyük örneği, Fethullahçılar ve Erdoğancılar arasında oldu. Peki bunların en büyük sorunu ne idi? Fethullahçılar dedi ki; Biz seni başa getirdik sen de bize yol aç. Bu da Erdoğan'ın hesabına gelmedi ve ters düştüler. Bu nokta da diğer islami oluşumlar (yani Erdoğan'a taraf olanlar) Fethullahçılar ile iktidarda onların da sesi olsun diye ters düştüler. Erdoğan zaten islami gruplar içinde bir figür idi ama Erdoğan yavaş yavaş bu gruplardan uzaklaştı çünkü zayıfladığını gördü. Bu noktada da nasyonalistlere (ulusçular) yanaştı. Erdoğan öte yandan Kürtler ile diyalog yolunu da açmayı istiyordu onlar ile bir süreç geliştirmek istiyordu ama bu da olmadı. Bu hesabı ne zaman tutmamaya başladı? Hatırlarsanız HDP'nin "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganı vardı işte bu noktada anladı ki Kürtler ile diyalog sadece onun söylemleri ile ilerleyemez.

HDP mecliste üçüncü parti konumuna geldi. Kimileri verilen oylarda CHP’nin de payının olduğunu söylüyor. Böyle bir durum söz konusu mu? Ya da neden oy vermiş olabilirler? Kürtlerin haklarını gerçekten önemsedikleri için mi?

HDP bugün yetmiş almış dün de seksen almıştı, bana göre HDP'nin parti olarak Kürtlere yönelik bir şey yapalım düşüncesi yoktur. HDP'nin tek amacı var o da Kürtlerin oyu ile oynamak ve onların oyları ile yerlerini korumak. Zaten onların kendisi de biz Kürt partisiyiz, Kürt meselesi için illa bir şey yapalım demiyorlar. Bence Türkiye'nin kendisi HDP'nin Kürtleri temsil etmesini istiyor. Bu seçimlerde ben HDP'nin barajı geçeceğini düşünmüyordum, kanaatime göre HDP'nin aldığı oylar esasen Demirtaş'ın aldığı oylardır. HDP' de Demirtaş'ın sayesinde birçok oyu aldı. Bakın HDP'nin oyları Kürt şehirlerinde düşmüş durumda, Türklerin verdiği oylar ile oyları arttı. Türkler de onlara oy verdiler. Çünkü onlar HDP'nin parlamento da olmasını stratejik anlamda istiyorlardı. CHP'nin oyları da var içinde, bu da sistemli bir proje ve açık. Kısacası Türk Devleti şeklen de olsa Kürtlerin parlamentoda olması istiyor. Çünkü dünyaya, 'Bakın, işte Kürt meselesini parlamentoda çerçevesinde hallediyoruz' mesajını vermek istiyorlar. HDP kendi de belirttiği gibi bir Kürt partisi değil.

Hatırlarsanız bir süre önce açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder, "Biz HDP'yi Kürtleri, milliyetçilikten uzak tutmak için kurduk' demişti. Kürtlerin bu partiden, Kürt/Kürdistan adına bir şey beklemesi bana göre biraz saflıktır çünkü vizyonlarında da Kürtlere yönelik bir şey yok ki. Ben bir Kürt olarak meseleye bakıyorum bana göre Sezai Temelli ve Selahattin Demirtaş arasında bir fark yok parti temelinde. Demirtaş'ta, Temelli gibi, "Bizim bayrakla problemimiz yok, Türkçe problem değil, sınırlar bizim için problem değil, Türkiye bizim de devletimiz biz demokrasi çerçevesinde Kürt sorununu halletmek istiyoruz" diyor. Bu bağlamda (fikirsel olarak) ikisi arasında bir fark yok ki. Örneğin ben Demirtaş'ın neden hapiste olduğunu da bilmiyorum. Bana göre buradaki problem İslami kanat ile Kemalistler arasındadır. Bu bağlamda Kürtler artık olayları şeffaf bir şekilde analiz etmeliler. İkisi de bu partiyi temsil ediyor, ee baktığınız zaman da HDP, Kürtler adına bir şey sunmuyor ya da garanti etmiyor ki.

Kürt partileri, HDP ile bir ittifak girişiminde bulundu. Bu süreç daha iyi işleyebilir miydi? Siz bu ittifakı nasıl yorumladınız?

 Evet Kürt partileri HDP ile seçim öncesi bir ittifak kurup bir blok kurmak istediler ve seçim öncesi bu sürece Kurdi manada müdahale etmek istediler. Keşke yapabilseydiler. Ama bana sorarsanız ben bir Kürt olarak (Ki içlerinden birçoğunu da tanıyorum) onlara bir şans gelmişti derim. Yani kolektif bir güç olmaları gerekmiyordu, o süreçte önce siyasi bir kuvvet olmaları lazımdı. Onlara, Kürtleri temsil etmek için bir şans geldi fakat Kurdi blok bu süreci yanlış yönetti. Neden diye soracak olursanız? Bana göre, Kürdi blok bu işi HDP ile çözmek istediler. Madem bir program yaptınız gibi diğer partiler ile (AKP, CHP hatta meclisteki bütün partiler ile) konuşmalıydılar. Neden özellikle gidip HDP ile yaptılar ve HDP'nin onlara sizlere ile ittifak yapamayacağız demesini beklediler? Eğer Kürtlerin problemleri için mücadele edecekseniz (Dil, kültür, eğitim, siyasi vs...) adres HDP değil, hükümettir. Direkt onlar ile diyaloga girilmeli. HDP'nin bunlar ile bir alakası yok ki. HDP zaten böyle bir şey de istemiyor. Onların Kürt programı, AKP'den, CHP'den çokta önde değil. Ben gerçekten anlamadım, neden sadece HDP ile diyaloga girdiler ki? Bana göre büyük bir yanlış yaptılar.

Türkiye yerel seçime gidecek. Kürdistani kesim size göre hangi rotayı izlemelidir? Kültürel ve Kürdistani değerlerin asimilasyonunun önüne geçmek için hangi adımlar atılmalıdır?

 Bakın dediğim gibi bana göre Kürt partilerinin en büyük yanlışı, HDP'yi Kürt partisi olarak kabul etmeleridir. Birincisi HDP Kürt meselesi değil, Türkiyenin demokratikleşmesi bizim esas faktörümüz diyor. Neden onlar ile (HDP) diyalog için bekliyorsunuz ki. İkincisi ise, HDP'nin stabil bir siyaseti yok (yani böyle bir partidir diyeceğimiz) ne hesaplarına gelirse o yönde bir siyaset temeli oluşturuyorlar. Hesaplarına gelince Kürtler için büyük sloganlar atıyorlar, hesaplarına gelmeyince Kürtleri unutuyorlar. Açıkça belli olan bir şey var son 30 yıldır kurulan partiler Kürtler için bir şey yapmadı, sadece Kürtler onlardan hasar gördü. Yerel seçimler içinde pek umutlu değilim. Çünkü Kurdi blok şansını iyi değerlendiremedi, HDP ile ittifaka giderek prestijini yitirmiş gibi. Hem Kürtlerin arasında hem de dünyada insanlar, HDP'nin karşısına Kürtlerin temsili için bir kanadın çıkmasını bekliyordu, bunu umut ediyordu. Maalesef onlara bu şans geldi ama onlar değerlendiremedi.

Dikkatli bakarsanız eğer, son 20 senede Kuzey Kürdistan'da büyük bir değişim ( Sosyo/kültürel, milli, dini) meydana geldi. Bu değişimi Kürt hareketleri, siyasileri iyi okuyamadılar buna göre de reel bir siyaset üretemediler. Siyasette bir alandır. Eğer maddi bir kaynak koysa siyaseti yapamazsınız, gerçek siyasette sadece ideal olmak yetmiyor. İşte bu noktada da dediğim gibi Kürt siyasileri bu değişimi görmüyorlar ve maddi olarak da bir politika üretemiyorlar. Maalesef Kürtler, Kuzey'de kırılma yaşadı. Devlet ve HDP 30 yıllık projesini uyguladı ve Kürtleri bu noktaya getirdi. Bugünkü durum uzun bir süreçti. Yani insan kırılabilir, eylemsiz kalabilir bu normaldir. Kuzey Kürdistan için bana sorarsanız artık yeni insanlar (siyasetçi) lazım. Onlar Kürdistan'ın siyasetini güzel bir şekilde takip etmeli (Dini, kültürel, milli vs) bunun üzerine maddi ve manevi esaslı bir siyaset yürütmeli.