image

PeyamaKurd - 1990’lı yıllardaki KDP ve PKK çatışmasına değinen Osman Öcalan değerlendirmesinde, “Kürtler kendi arasındaki sorunları çözemedi, zaman zaman kardeş kavgasına düştük. Bu kardeş kavgası olumlu sonuçlar doğurmadı. PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığını olumlu görmüyoruz. Burada çelişkili bir yaklaşım vardır. Bazen olumsuz yönde katkıları oluyor. PKK’nin o dönemde KDP ile ilişkisi olumlu seyretmedi, zaman zaman bölgesel sorunlar meydana geldi. PKK’nin KDP ile çatışması Kürtler için olumsuz bir netice verdi. PKK ulusal barışa daha fazla katkıda bulunmuyordu. Biz katkıda bulunmadığını anladığımızda ayrılmak gerektiğini düşündük” ifadesini kullandı. 

NETEW TV’de Zeynep Cager’in bu haftaki konuğu olan Osman Öcalan, gündeme ilişkin sorulara cevap verdi. 

90’lı yıllarda PKK ve KDP arasında neler oldu, kardeş kardeşi öldürme olayları nasıl yaşandı, o dönem yaşanan olayları bize de anlatabilir misiniz? 

1990’lı yıllarda Kürtler arasında ortak bambaşkaydı, farklı olaylar gelişti, bizler de bunu izledik, yorum yaptık ve katılım sağladık. Daha doğrusu Kürtler kendi arasındaki sorunları çözemedi, zaman zaman kardeş kavgasına düştük. Bu kardeş kavgası olumlu sonuçlar doğurmadı. Nihayetinde şunu diyebiliriz, Kürtler arası sorunlar gün geçtikçe olgunlaştı ve sorunlar çözümlerini üretmeye başladı. Bugün de o dönemin devrimcileri olarak sorunları çözmeye ve bu sorunları gidermeye çalıştık ve bugün daha iyi bir konumdayız. Kürtler arasındaki ilişkiler olumlu ilerledi, kavga yerini toplumsal uzlaşmalara bıraktı. 

O dönemde Kürtler arasındaki kardeş kavgasında önemli rol oynayan Orta Doğu’daki ittifakların, partilerin, nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz? 

Uluslararası konjektürün, yaşanan olaylarda rolü önemliydi. Kürtler arasındaki istenmeyen çatışmaları kabullenmek zorunda kaldılar. Bu sorunlar, çözüm üretmek istedi, bu doğrultuda Kürtler arası çatışmalar, yerini Kürtler arası diyaloğa bıraktı diyebiliriz. Günümüze geldiğimizde Kürtler arası dostluk ilişkileri olumlu yöndedir. Kürtler artık, iç çatışmaları bir tarafa atıyor. 

91 yılında sizin de imza attığınız Alâ rengin tüm Kürtlerin ortak bayrağıdır diye imza attınız ve 92’de bunu tekrar reddettiniz. Neden böyle bir sonuç verdiniz? 

Alâ rengin altına imza atmak, Kürtlerin genel yaklaşımıydı ve biz buna evet dedik. Siyasi tartışmalarda da olumlu olarak gördük. Kürt birliğini olumlu yönde etkilemek istedik ama yeterli olmadı. 

Sizce PKK ve KDP arasındaki sorunların nedeni nedir ve PKK ile Türk solu ittifakını nasıl görüyorsunuz? 

PKK ile Türk solunun ilişkileri ortadadır. Türk solu genelde şovenizm etkisini kıramamıştır, bunun da etkisiyle olumsuz çıkışlar yapıyor. Olumsuz konumlara düşebiliyor. Bu Kürtler arası anlaşma yerine, çatışmaya katkıda bulunuyor. Ve biz Kürtler bunu kabul etmiyoruz ve doğru bulmuyoruz. Yani adımlar değildir.  

O dönemde TRT Kürdi’ye çıktınız, bir demeç verdiniz, o dönemde nasıl bir süreç yaşandı? 

Biz o dönemde Kürt gazeteleri ile irtibattaydık ve bazı kanallar bizimle iletişe geçti, biz de o sürece katkıda bulunmaya çalıştık ve önemli bir rol almaya çalıştık.  

Türkiye ile Güney Kürdistan’da bir ittifak var ve bu bizi yok etmeye yöneliktir deniliyor. 90’lı yıllarda böyle bir ittifak yoktu, o zaman neden Kürtler arasında kavga başladı? 

Türkiye’nin Güney Kürdistan’da dostluğu yapıcı değildir, olumsuz yönleri vardır. Zaman zaman Kürtler arası ilişkiler aleyhte kullanılıyor. Daha çok Kürtler arası çatışmada taraf oluyor. Türkiye tarafsız davranmıyor, bu çatışmalara katkıda bulunuyor. 

PKK’nin güneydeki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

PKK’nin oradaki varlığını olumlu görmüyoruz. Burada çelişkili bir yaklaşım vardır. Bazen olumsuz yönde katkıları oluyor. Türkiye’nin de bu bölgede rolü olmamalı. Türkiye’nin Kürtlerle anlaşması en uygunudur. Bunun olumlu katkıları olmalı ve artık zamanı da gelmiştir. Türkiye, Kürt liderliğini ezmemeli, yıkmamalıdır.  

Kardeş kavgası olaylarında PKK, KDP ile mi yoksa YNK ile mi kavgayı başlattı, bunu bize açıklayabilir misiniz? 

PKK’nin o dönemde KDP ile ilişkisi olumlu seyretmedi, zaman zaman bölgesel sorunlar meydana geldi. PKK’nin KDP ile çatışması Kürtler için olumsuz bir netice verdi. Bunu görmek gerekir ve bunu da kabul etmemeliyiz.  

O dönemde hiç kabul edilmeyen çatışmalar oldu. Bu çatışmaları elimizden geldikçe önlemek istedik. Gönül isterdi ki çatışmalar olmasın. Bu konuda çatışmalar önlenemedi. Bu çatışmaları tümüyle önleyemedik. 

PKK’den neden ayrıldınız, PKK’den ayrılanlar bu konuda haklı mıdır? 

PKK’den ayrılmak zamanı geldiği için ayrıldım. PKK ulusal barışa daha fazla katkıda bulunmuyordu. Biz katkıda bulunmadığını anladığımızda ayrılmak gerektiğini düşündük. Fazla devam etmek uygun olmayacaktı. 

Bu konuda kişileri haklı göstermek gerçekçi olmaz ve uygun da değildir. Bize göre haklı ve haksız yönler bir arada vardır. Tümüyle haklı ve haksız görmek de bir yanılgıdır. PKK için tamamıyla doğru veya yanlıştır diyemeyiz. Birçok eksik ve yetersizliklerle birlikte olumlu katkılar da olmuştur.