DEMOKRASİ “KİMİN KAMUFLAJI!?..”

Sizce!.. Neyse siz düşüne durun, benim fikri beyanım net.. Son yüz yılın sicil defteri; dünya eski dünya, değerler eski değerler hiç değil.. Çünkü tüm mevcudiyetiyle erozyona uğramış gidişat söz konusu!.. Mikser misali sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel temel ulvi değerler hercümerç!..

***

Yer küresi!.. Egemenlik ölçüsü.. Ve batı ve batıl uygarlık.. Ki baş aktör emperyalist ABD… Ne hazindir ki, yeni dünya düzeninde tamamen kamuflaj odaklı stratejik kimlikle kendilerini hedeflerine odaklı konumlandırıyorlar… Acı olan odur ki, küçük bir azınlığın hükümranlığına halkların biat edici şekilde, inanır olması!..

***

Kan emici vampir misali bu egemen güçlerin kullandığı argümana baktığımızda; hercümerç edilen değerleri görüyoruz!.. Dem vurdukları; demokrasidir, insan haklarıdır, eşitliktir, özgürlük, hak, hukuk ve adalet!.. Tabi liberalizmi de, ekstra olarak, vaat ediciler!.. Ağızlarından dökülen sözcükler bunlar!!!..

***

Lakin hedef ve akıl, odaklandıkları nokta; işgal peşinde oldukları ülke veya coğrafyadır!.. Son yarım yüzyıl içerisinde, Ortadoğu ülkelerinin bölünüp parçalanarak dağılan, terörün, şiddetin, kan ve gözyaşı coğrafyasına dönüşünün, genel dokusuna bakmamız yeter de artar?!…

***

Yakın tarihimizdeki en büyük örnek Irak!.. O gün de bu sözünü ettiğimiz DNA’sıyla oynanan değerlerle, işgal etiler!.. Önce kukla bir yönetim, emir eri bir lider.. Otoriter bir yapı, despot bir anlayışla, devlet yönetildi.. Yürü arkandayız denilerek.. Sonra güç zehirlenmesiyle, asıl zehir akıtıldı!..

***

Saddam, vahşi, cani biri oldu!.. Kürtler’e soykırıma yeltendi.. Halepçe katliamı yaptı.. Irk, dil ve din odaklı kutuplaşmayı, yarattı!.. Ülke de, devlet de, millet de yönetilemez konuma gelince; o mezkur kamuflaj ikmale getirilerek, işgale dair plan ve senaryo hayata geçirildi.. Irak’a demokrasi getiriyoruz!.. Sonrası virane!..

***

Yüzbinlerce Iraklı katledildi.. Onbinlerce çocuk ilaç yokluğu nedeniyle öldü.. Ülkesini, toprağını, evini, barkını terk edip, göçer hale gelen yüzbinlerce insan!.. Ama o demokrasi ve insan hakları denilen değerlerin zerre-i miskali, ne varlık gösterdi, ne de yaşatılmasına zemin yaratıldı.. Bilakis terör yapılarının mekanı edildi..

***

 

Ve Suriye!. Yine beslenen Baas Rejimi.. Tıpkı, Saddam gibi vahşileşen, kendi halkına, ırkına, milletine hasım edilip, enva-i katliamlara, işkencelere, infazlara, meyil edildi!.. Her şey ulu orta yerde cereyan edildi.. Çünkü o tek dişi kalmış batı uygarlığı canavarı biz arkandayız sırt sıvazını almıştı.. Akıbeti değişmez oldu!..

***

En barizi, Gazze’de yaşanan soykırım!.. O tek dişi kalmış batı uygarlığı canavarının, kan, gözyaşı, şiddet ve işgalci karakteristik yapısını, gördük!.. Salt Batı değil.. ABD.. Ki, yer küresinde emperyal kesilen küresel tüm güçlü ülkeleri de gördük.. Daha açık ifadeyle insanlığın ezildiğine şahit olduk!…

***

Ağızlarından, insan haklarını, demokrasiyi düşürmeyenlerin, çoluk, çocuk, kadın, yaşlı, bebek, sivil gözetilmeksizin cani ve vahşice katedilen, siyonizme, İsrail’e karşı, kıllarını bile kıpırdatmadılar.. Ki artık onların karakteristik kamuflaja ihtiyaçları kalmadı!.. Yeraltı ve yerüstü zenginliği yeterli!.. Rant defteri jeopolitik konumun zenginliğini göstermesi yeter!..

***

Kanada’nın, Ukrayna’nın, Yemen'in!.. Afrika’daki sömürge!.. İran’a karşı ortaya konulan, hesaplar!.. Ve Çin ve Rusya’nın başını çektiği, Şengal beşlisi.. Küresel güçlerin, kendilerine özgü hesapların odak noktası!.. Tüm bunlar yeni bir dünya düzeninin, haritasını çizdiriyor!..

***

İşte bu vahşi ve korkunç gidişatın, özellikle İsrail eksenli “vaat edilen” topraklar algısı üzerine, Türkiye’ye yönelik hesap edilenler!.. 15 Temmuz’da elde edilemeyen sonuçların son yıllarda farklı mekanizmaların kullanılarak, emellerine kavuşmaya dair yaşanan ve yaşatılan olumsuzluklar zincirini gördük, yaşıyoruz!?.

***

Ama şükürler olsun ki, feraseti yüksek bir millet olarak, güçlü, istikrarlı bir siyasi yönetimin de, denge kuruculuğuyla, durumun farkına varıldı.. Örülmek istenilen şeytan-i ağa karşılık, tarihin vermiş olduğu misyon ve akıl üstünlüğüyle, saha hakimiyeti elde etme adına, mücadele verildi!?..

***

Önce milli savunmasını güçlendirdi.. Sonra, Suriye üzerinde, güç!.. Ukrayna-Rusya arasında; tek diyalog geliştiren ülke konumu.. Irak’la teması.. Hasımlıklarını bilse de, Batı’yla, ABD’yle ve tabi ki diğer beşlisiyle; içini de dışını da farklı argümanlar kullanarak, güç depoladı!..

***

Düne kadar milyarlarca heba edilen dolar, berhava edilen binlerce insanını bir daha aynı şeytan-i organizasyona kurban vermeme adına, yeni bir rota çizdi!.. O mandacı, emir eri konumundan, sözünü söyleyen, oyununu kuran, emir veren, tarihsel devlet kimliği ve aklıyla, içteki kangrenleşen hadiselerine de, çözüm aradı!..

***

Biliyordu ki, sahada egemenlik kuramayanlar içteki yarayı, kaşıyıp, deşerek, kanatabilirler.. Onun için de, Terörsüz Türkiye hedefiyle, kendine yeni bir rota ve stratejik alan oluşturdu.. Hal-i hazırda bu alanda, önemli bir mesafe ve büyük bir olgunluk seyri var!.. Umutlar geçmişe göre daha yüksek!..

***

Ne hazin ve acıdır ki, dünya düzenini tanımayan, Ortadoğu’daki stratejik hamleleri okuyamayan bir güruh kesim var ki; tek dişli batı uygarlığı canavarı gibi, demokrasiden, insan haklarından, özgürlükten, otoriter yapıyı kamuflaj ederek, Terörsüz Türkiye’yi hiçe sayarak, Erdoğan düşmanlığı üzerinden, anlamsızlaştırıyor!

***

Siyonist İsrail’in Netanyahu’sundan, kabinesinden, faşist ABD’nin ırkçı senato üyelerinden, AB’nin sömürgeci politikasından daha haşin şekilde, onların nam-ı hesabına Türkiye düşmanlığı yapıyorlar!?… İstiyorlar ki; terör, şiddet, kan, gözyaşı, inkar ve asimilasyon azgınlaşsın, insanlar birbirini öldürsün, devletin milyar dolarları heba edilsin!..

***

Öcalan’ın  cezaevinden PKK’nın feshini isteyeceği, Kandil’in de kısm-i muhaliflik olsa da rıza gösterip fesih kararı alabilecek noktaya gelmesi!.. Bahçeli’nin, Erdoğan’ın rotada güven tesisi irade ortaya koyması!.. DEM Parti’nin yol haritasında, rehberlik kazanması.. Dahası, kendi göbeğini kendisi kesmeye dair politikanın güç kazanması!

***

Tüm bunlar açık ve aleni şekilde, Meclis’in ve siyasi partilerin dahil edilmesi zemini oluşturulurken, hala da kin, intikam, husumet üretici bir göz ve akılla Erdoğan’ı düşman bellemek!.. Kör bir zihniyetten başka bir anlam teşkil etmez!?.. CHP’nin mevcut siyaseti ne yazık ki bu seyirde gidiyor!?.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Küfrün libası “demokrasi” olursa, adalet neye kamuflaj olmaz ki?!