İYİ DE NARİN NERDE?..

Dün buradan haykırmıştım, “Narin çok uzaklarda, değil?”.. Yakınlarda.. Aile içinde.. Köyden, ırak değil.. Suskunların soluk aldığı yerde diye!.. Aynı düşünce ve fikirlerimi, tekrar ediyorum!.. Narin, kaybolduğu söylenen, topraklarda!.. Niye mi, Amca önceki gün tutuklandı.? Ki ayrı suçtan, kasten öldürmek, hürriyetten alı koymak?..

***

Birincisi cinayet, ikincisi alı koymak!.. Avukat itiraz ediyor.. Sadece aracında DNA izine rastlandığı için mi, insan tutuklanır diye?.. Suçlama doğru değil de altını çiziyor!.. Bir muamma!.. Hal-i hazırda düğümü çözümsüz kılan soru şu!.. İyi de, Narin nerde?..

***

Söz Gazetesi dün bu ifadeyi manşete taşıyıp, sormuştu?.. Ama ikinci haftayı da geride bıraktık.. Hala Narin’den ses yok?!… Endişem, doruk noktada.. Pek iyi bir haber gelebileceğini sanmıyorum!.. Ama yine de bir umut diyerek, Narin bir önce bulunmalı?.. Ve sevindirmeli, hepimizi!…

***

CEZAEVİNDEN BİR MEKTUP!..

Mektup, Diyarbakır 3 No’lu T Tepi Kapalı cezaevinden!.. Yazan, Uğur Utangan.. A-4 koğuşu.. Mektup cezaevi idaresi “Mektup Okuma Komisyonu” tarafından görülüp, mühürlendiği için, aynen aktarmak istiyorum!.. Noktasına, virgülüne dokunmadan.. Peki Utangan, mektubunda ne diyor?..

***

Şöyle sesleniyor..

Merhaba Ömer abi..

Nasılsın iyi misin, umarım iyisindir. Abim ceza evinde yaşamış olduğum sağlık sorunlarıyla ilgili dilekçe yazmadığım yer, kurum kalmadı. Lakin hiçbir şey, değişmedi.

Değişmediği gibi, sorunlar daha da ilerlemeye başladı. Yazacağım sorunumu, uygun görüp kalemine alırsan, belki ilgili kurum veya kurumlar tüm tutsaklar için, kalıcı bir çözüm üretir. Diyarbakır Söz Gazetesi ailesi olarak, sorunumu sizinle, bu nedenle paylaşmak istedim.

***

Abim.. Kurumda uzman doktor tarafından yazılan “Yeşil Reçeteli” ilaç kullanmaya çalışmaktayım. Bu ilaç ağrı kesici. Hem bel, hem boyun fıtığım var. Burada tarafıma yazılan ilacın içinde 20 adet hap var. Ve 10 gün sürüyor. 10 günde bir, bu ilaç çeşitli bahaneler ile üç gün, bazen dört gün verilmemektedir.

***

Devlet kurumu olarak, sorumlu bulunamamakta. Eczanede yok. Gelecek, bir daha gönderdik, gibi sonu gelmeyen sorunlar zincirini, 10 günde bir yaşamaktayım. 10 günlük ilaç 9 günde bitti. Nasıl olduğu belli değil. Kimsenin bir bilgisi de yok.

***

Deftere yazılı. Kameralar var. Ama gel de, sorunu anlatacak sorumlu bul. Herkes birbirinin üzerine atmaktadır.

Ömer abi sorunumu, kalemine alır, sessiz olursunda, olmaz isen de şimdiden teşekkürler. İyi çalışmalar, saygılar.. 13. 08. 2024.

***

Mektuptaki serzeniş bu minvalde!. Biz de, ses olduk.. Umarız, ilgili ve yetkili kurum ve birimler, Uğur’dan yükselen, sağlık sorunlarıyla alakalı yaşadığı sorunlara, çözüm bulunur.. Ve tabi ki, bizi de bilgilendirirler.. Haber bekliyoruz…

***

BU MİLLETİN, ASKERLERİYİZ!..

Lafı evirip, çevirmeye gerek yok!.. Ne ileri, ne de geri vitesle, işi masumlaştırmaya da hacet yok!.. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı, tamamen, açık ve aleni bir şekilde, siyasallaştığını, bilmeyen yok!..  Bunu da, Türkiye’nin tükettiği, 70-80 yıllık zamandaki siyasi aksiyonel faaliyetlerden biliyoruz!..

***

İster anlam ihtivası, ister kimin sloganı zikrettiği, değişmiyor!.. Klasikleşti… Sağın da, solun da, marjinalinde işine geldiğinde, kendisine siyasi ve ideolojik argüman olarak kullandığı tıpkı, Atatürkçülük gibi!.. “Kim Atatürkçü, kim değil, ya da kim daha fazla Atatürkçü ” misali?…Bir de işin, zıtları var ki o da ayrı bir muamma!.. Salih bir bakış, ne yazık ki yok!…

***

Peki Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganı eksenindeki, tartışma, hal-i hazırdaki siyasi hizipleşme nerden çıktı?!.. Geçtiğimiz 30 Ağustos’ta malum, Kara Harp Okulun’da, mezuniyet töreni verdi!.. İşte bu törende, ki devlet erkanının, alandan ayrılmasından sonra!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da, oradaydı..

***

İşte bu törenin sonunda, mezun olan teğmenlerden bir grubu, kılıçlarını çekmişler!..  Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganını atmışlar.. Ardından da, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası yasaklanan gayri resmi yemini etmişler!… Bu slogan ve edilen bu yemin, neye dair, kime dair, gaye ve amaç, pek tabi ki mesaj kime, sorusu ikmale gelmiyor değil?!

***

Bu soruyu, sorarken, katta ve zinhar, kimseyi töhmet altında bırakmak veya suçlamak istemiyorum!… Zihinleri sorgulatan tek neden; mesaj kime? Tabi bir de işin ayırımcılık yönü var.. Şöyle ki, teğmenlerin bir bölümü, ayrı bir yemin, diğer bölümü kendisine özgü ayrı bir yemin etmişliği var!?. Vaziyet, ayırımcılığı ifşa ve ifade etmektedir?.! Tabi askeri nizamı da, zafiyet noktasında, sorgulamıyor da değil!..

***

ÜÇ TEĞMEN, KIZIMIZ!…

Zihni de, fikri de bozuk, ey bitmezler!.. Teğmen Ebru Eroğlu.. Teğmen İkra Kuyumcu… Teğmen Şeyda Yıldırım.. Bu kızlarımız, kimin askeri deyin hele?…

***

Biri Kara Harp Okulu.. Biri Hava Harp Okulu.. Biri Deniz Harp Okulu.. Tarihte, bir ilk… Ve bu okul birincisi bayan Teğmen, diplomalarını Başkomutan, Erdoğan’dan aldı!…

***

Bi dinleyin, Erdoğan diploma takdiminde, ne dedi?…“Bu bir tesadüf değildir. Bu başarı, kızlarımızın Harp Okullarımıza olan ilgisinin ve mücadelesinin neticesidir. Bu bizim için ayrı bir şeref nişanesi. Demek ki kızlarımız başarır. Asker olarak da başarır.”

***

Bir hatırlatma yapalım!.. Erdoğan girdiği her seçim öncesinde, bu bitmezler ne diye nara atıyorlardı?.. “Eğer seçimi Erdoğan kazanırsa kadınlarımız evlerinden dışarı çıkamayacak. Afganistan olacağız…”

***

Sormak istiyorum!.. Afganistan olduk mu?.. Ha bir de, şu tablo, üç bayan teğmenin, okul birincisi olması?. Ve tabi ki, Erdoğan’ın bu bizim için bir şeref nişanesi sözünün sizde yarattığı hissiyat nedir?!. Dirhem arlık vaki mi?!..

***

 

“EMCÜK AHLAKI!…

Gel gelelim, CHP’nin onura ettiği “Emcük Siyasi Ahlaka..” Akla ziyan bir tutum!!!. Bir tarafta milli iradeden dem vurulur.. Fikir özgürlüğü savunulur!.. Düşünce hürriyetinden, bahsedilir.. Edep, haya, ar, barışçıl dilden, söz edilir!..

***

Ama gel sör ki, söylenenle, yapılanlar zıt istikamette!.. Fikri ne ise, zikri de odur atasözünü atıla düşüren, bir siyasi ahlaka sahip, hal-i hazırdaki CHP yönetimi!.. Öyle böyle değil… Fecaat bir hal-i şirretlik söz konusu!…

***

Halkın yüzde 50’sinden fazlasının reyiyle, seçilmiş.. Milli iradeyi temsilen, Cumhurbaşkanı olmuş bir zat’a!.. Yetmiyor, makamına.. Yetmiyor, onu seçen, iradeye hakaret ediyor.. Ahır, geri zekalı, emcük, memcük gibisinden salyalar akıtıp, duruyor!…

 ***

Tüm müştemilatıyla emcük olan, bu namuhterem bayana, zerre-i miskal karşı bir duruş sergilenmiyor!.. Eleştiri getirmiyor, tepki vermiyor.. Peki ne yapıyor emcük siyasi prim veren CHP, onu taltif ediyor, onur konuğu olarak, baş köşeye oturtuyor!?..

***

Şimdiler de, CHP’nin tek idolü var.. O da, küfürbazlar?… Peki nerde kaldı, CHP’nin halkçılığı, demokratlığı, milli iradeye saygıyı?.. Yok.. Var olan ne?.. Ayrıştırma, germe, kin ve nefret tohumu ekmek, saçmak, böl, parçala!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Ahlakı olmayan bir siyasetin, ruh hanesi salih amele hizmet etmez!..