YÜZÜ GÜLEN VAR MI?..

Ne yazık ki!..

Sanmıyorum mevcut halde yüzü gülen olsun!!!..

Ya da ben mutluyum diyen.

Aksini iddia eden var ise o da; egemen sınıfındandır… 

Sade vatandaş mutlu değil..

Nasıl olsun ki?.

Şirretlik almış başını gidiyor..

Korku tüneli, günün kabus yaşamı, her alanda, üstün!..

Suç ve suçlu patlaması yaşıyoruz..

Cezaevleri taşmış durumda…

İfşa olan, hak, hukuk, adalet çarkındaki zafiyet ve keyfiyetler!..

Beri yanda, mantar gibi çoğalan suç örgütleri!..

İş, aş, yoksulluk..

Dizginlenemeyen enflasyon..

Hayat pahalılığı!

***

Serbest piyasa libasıyla, zam bombardımanıyla değişen etiketler!..

Elektrik, su, doğalgaz faturalarındaki şişkinlik..

İktidar ve muhalefetin yerel yönetimler, çatışması!…

Adamcılık despotizmiyle, işinden ve aşından edilen, yüzlerce işçi, memur, sözleşmelinin hal-i perişanlığı!.

Geçim zorluğunun, bel büktürdüğü bir hayat mahkumiyeti!..

Şiddetin kol gezdiği, aile bölünmüşlüğünün sıradanlaştığı, aile içi dehşetle son bulan, ölümler!..

Saygının, sevginin, birliğin, dostluğun, kardeşliğin yerle yeksan hal-i durumu!

***

Yolsuzluğun, usulsüzlüğün, rüşvetin, adam kayırmanın, hizipleşmenin!..

Irkçı, şoven, tekçi anlayışın prim kazandığı..

Kimin gücü kime yeter noktasındaki, orman kanunu!..

Keyfiyet ve zafiyetin ağır bedeli olarak yaşanan-yaşatılan, facialar zinciri!.

Yangın mı, sel mi, çöken binaların, yıkılan isnat duvarları, köprüler!.

Trafik çilesinin yarattığı cinnet hali!.

İktidarın muhalefete, muhalefetin iktidara, hasımlık üretici hali..

Siyasetin çatal dili..

Kendi iç dünyalarında sürekli çatışan partilerin, körüklediği buhranlık!..

Vahim bir hal..

Ne garip ve düşündürücüdür ki!..

Ne ara bu hale geldik noktasında, siyasi muhatapların vücut bulan siyasi, çelişkiler ağı!..

Al birini, vur ötekine misali; siyaset güdülüyor!..

Bir tarafta birlikten, beraberlikten, kardeşlikten söz ediliyor..

Diğer tarafta, enva-i suçlama ve ağır sözlerin icraatıyla, nefret ateşi körüklenerek, büyütülüyor!..

***

Hal bu iken, yüzler güler mi?.

Ya da insan mutlu olabilir mi?..

Ne mümkün?..

Çözüm üretme adına yaşananların müsebbibi olan siyaset kurumu her yönüyle, fecaat!..

Öylesine hadiselerle gündemleşiliyor ki; iğrençliğin dibi!.. Kabus gibi halkın yaşadığı travmanın üzerine çöküyor!..

Ki yaşanan bu durum, en çok da sokaktaki vatandaşı ezip geçiyor..

Sahi, gerçek, kangrenleşen, ülke ve millet bekasına dönen, sorunların hiçbirine odaklanıp, çözüm üretilmediği gibi, ateşi söndüren de yok..

Sürekli gerginlik ve kavga üretici bir siyaset fırsatçılığı körükleniyor?!

 

 

***

SEVGİLİLER GÜNÜ..

Aha da sevgililer günü!..

Ki, bugüne özgü fikri beyanımı herkes bilir..

Tüm ruhi faaliyetimle şunu ifade etmişimdir hep!..

Sevgiliye sevgi” bir güne değil bir ömrü ruhunda barındırmalıdır..

Tek güne özgü tüketim aşırılığı açısından “kapitalizme” hizmet edicidir..

Bugüne özgü, çok farklı bir tipolojik yapımız da yok değil…

Fikri ve karakteristik özellikleriyle bütünleşen tipolojik dört tip sıralayabiliriz..

***

BİR… Sevgililer gününe akla ziyan, anlamlar yükleyip kutsallaştırarak, hediye almak için yırtınmaya çalışan, tipler!..

***

İKİ… Bugüne özgü enva-i organizasyonlar, giyim, kuşam, reklamıyla albeni yaratan kapitalist işletme ve esnaf tipler!..

***

ÜÇ… Unutan veya maddi imkansızlıklar yüzünden hediye alamayıp, binbir takla atarak günü geçiştiren tipler!

***

DÖRT… Sevgiliye hayranlığını bütün ömrüne ve enerjisine yayan benim gibi “günü kapitalizmin bir oyunu” diye gören tipler!..

***

Ki burda, parantez açmak istiyorum!..

Sevgiliye bir gün değil bir ömür feda edilmeli yukarıda dile getirdim?..

Bir gülün fiyatı; 200 lira..

Ne der o anlamlı vecize söz; “bir gülle bahar gelmez..”

Yapılması gereken şudur..

Gönlünü ömrünle bütünleştirerek sevgiliye sevgini açacaksın ki, bahar gelsin!..

Neyse!..

Biz yine de, yaşadığımız şu travmatik zaman tüneli içerisinde tüm sevenlerin sevgililer günü, kutlu olsun.. !

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Sorun yaratıcıdan sorunun çözümünü beklemek; akıl yoksulluğudur!…

 ***

HAYIRLI CUMALAR…